Behçet hastalığı nedeni tam olarak bilinmeyen bir otoimmün yani bağışıklık sistemi hastalığıdır. Genellikle; Çin, İran, İsrail, Japonya, Kıbrıs ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu ve Asya ülkelerinde görülür. Bu nedenle ipek yolu hastalığı olarak da bilinir.
Behçet hastalığı genellikle 20-40 yaş arasındaki kişileri, nadir olarak da yaşlı ve çocukları etkileyen bir hastalıktır. Behçet hastalığı kan damarlarını tutma eğilimindedir. Kan damarları tutulumu ile ağız ve genital bölgede yaralar, göz ve damarlarda tutulmalara neden olabilir.
Behçet hastalığı, adını hastalarından birinde 3 ana belirtiyi İlk olarak 1924 yılında gören Hulusi Behçet tarafından almıştır. İlk kez 1937 yılında prof Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanan hastalığın adı 1947 yılında Cenevre’deki Uluslararası Dermatoloji Kongresi’nde resmen Morbus Behçet olarak kabul edilmiştir.
Halk tarafından ismi çokça duyulan ancak ne olduğu tam olarak bilinmeyen Behçet hastalığı tedavi edilmezse, görme ve yürüme kaybına neden olabilir.
Mesela ben Behçet hastalığını ilk kez 20 yıl önce duydum. Duydum duymasına da ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. Tek bildiğim üzüntü ve stresten kaynaklanan bir hastalık olduğuydu. Behçet hastası olan yengem, 20 yıl önce hastalığın aşırı ilerlemesi nedeniyle hayatını kaybetme noktasına gelmişti. Ağız içinde ve genital bölgede yaralar, bacaklarda önce kızarıklıkla başlayan ve morluğa dönüşen ağrılı şişlikler… Ağız içinde oluşan yaralardan dolayı yemek yiyemediği için 40 kiloya kadar düşmüştü. Sürekli yatıyordu. Daha sonra bitkisel tedaviye başlandı. İlaçlarını hiç aksatmadan bitkisel tedaviye de düzenli olarak devam etti. Aradan 20 yıl geçti. Bugün gayet sağlıklı biri olarak hayatına devam ediyor. Burada da görüldüğü gibi tedavinin sürekli ve kesintisiz olmasının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor.
Bu arada Behçet kelimesinin anlamını merak ettim. Google’da baktığımda gördüm ki, Behçet: Güler yüzlülük, şirinlik, sevimlilik anlamına geliyormuş. Görüldüğü gibi adının tam tersi olan bir hastalık.
